Ben Sigara İçmiyorum!

Yıllardır arkadaşlarıma ve etrafımdaki iletişime geçtiğim bilumum canlıya defaatle söylememe rağmen doğruluğuna inandıramadığım (en azından bir kısmına) cümle/yargı.

Maalesef insanlar düşünmeyi çok sevmediklerinden ötürü o sırada ciğerlerime çektiğim bir sigaraya bakarak benim sigara içtiğimi sanıyorlar. Ne kadar yanlış. Bir olguyu/kişiyi/şeyi sadece gördüklerimizle değerlendirmek ne kadar yanlış. Herkes bu şekilde bir davranışı tüm hayatına uygulasaydı eğer, halâ; Reha Muhtar’ın habercilik yaptığını, Ertuğrul Özkök’ün gazetecilik yaptığını, Hülya Avşar’ın tiyatrocu, borsacı, sporcu, yazar, editör, felsefeci, astronot, aktrist hatta aktör olduğunu , Lerzan Mutlu’nun insan olduğunu sanıyor olabilirdik. Oysa gerçekler gördüklerimizden ibaret değil, farklıdırlar. Lerzan Mutlu, dış kaplaması ve aerodinamiği mükemmel geliştirilmiş buna karşılık yapay zekası yerlerde sürünen (tasarım tercihi de olabilir) bir sibergoth mamulü ve harikasıdır. Sibergoth’ların , doryen93 galeksisinde yaşayan bir ırk olduğunu ve bu galeksinin dahi daha insanlar tarafından bilinmediği gibi ayrıntılara girmiyorum. Çünkü konumuz benim sigara içmiyor oluşum ve bununla birlikte bazı arkadaşların da parmaklarımın arasında bir adet marlboro görüp, ucundaki ateşi ve mavi dumanı algılayıp bu bilgileri, o sigarayı ağzıma sokup, nefesimi içeri çekip, kesif bir dumanı havaya vermemle birleştirip benim sigara içtiğimi sanmaları. İnsanların algılarına bu kadar güvenmeleri beni sıklıkla güldürüyor.

Aslında konuyla ilgili, sigara içmediğime kanıt olacak onlarca görüş var:

Benim sigara içtiğimi söyleyen bir arkadaşa şöyle demiştim: “Senin gözün kapalı benim sigara içtiğimi dahi göremezsin ki.” O da doğal olarak mecazi olarak bile bu ithamı kabul etmediğini, bunun çok gülünç olduğunu söylemişti. “Ne mecazisi yahu, senin gözün resmen kapalı, gözkapakların, göz bebeğinin üzerine örtülü, bu şekilde görerek etrafındakileri algılaman imkansız” deyip, elimdeki o arkadaşın gözü kapalı çıktığı bir fotoğrafı çıkartıp atmıştım önüne. Son kelimeleri şöyle oldu: “Hahaha, Ne yani, 5-10 saniyede bir gözlerimi kırpıyor ve her gün ortalama yedi saat uyuyorum diye benim gözümün kapalı olduğunu ve göremeyeceğimi mi iddia ed… haa!” (Sokrat savunması beyaz oyunu terk eder)

Ya da:

Platon diyor ki: yaşadığımız evren gerçek bir evren değil, bir hayal evrenidir. Kendini duyularımıza sergileyen göreceli dünya, idealar dünyasının tasarımıdır. Duyular dünyasının gerçeklik derecesi, idealar dünyasındakinden daha azdır, biri asıl, öteki de bunun kopyasıdır. Değişmez Değişir, yok olur.

Hayır hayır bu işi Parmanides’le Sokrates’le, dualizmle de çözmek istemiyorum. Sigara içmediğimi bu ve bunun gibi onlarca yoldan kanıtlayabilir demiştim. Ancak bunları söylemek ve yazmak bana acı veriyor. İletişimde bulunduğum arkadaşlarımla kurduğum ilişki neticesinde sadece “Ben sigara içmiyorum” demenin yeterli olması gerekirken, arkadaşlık gibi önemli ve ciddi bir müessesenin dayanağında söylenmiş “Ben sigara içmiyorum” gibi bir söz var iken, insanların dünyayı algılamalarının onlarca yönteminden sadece biriyle (görmek) karar vermeleri başta da söylediğim gibi bana acı veriyor.

Normın isminde bir mektup arkadaşım var. Kendisini hiç görmedim, ancak 10 yıldır yazıştığımızdan sülalesini bilirim. Yazışmalarımız sırasında sigara içmediğimi de yazmıştım bir zamanlar. Normın benim sigara içmediğimi biliyor. Ne yani biz şimdi Normın’la kötü bir arkadaş mıyız? Ya da Normın’ın yanlış bildiği bir şey mi var? Ya da ben sigara mı içiyorum? Elbette ki hayır. Normın’la aramızda yanılsamaların asla ilişkimizi etkilemediği güvene dayalı saf bir dostluk var. Bu arada Normın’ın tam 28 santimlik uzvundan bahsetmiş miydim? Benim sigara içtiğimi söyleyen arkadaşlar Normın’la tanışsalardı bunun da kanıtı isterler miydi acaba?

Sadede gelelim. Gördüklerimiz göz denilen organın sinirler vasıtası ile elektrik sinyalleri olarak beyne ilettiği bir takım mesajların beyin tarafından saniyenin binde biri gibi bir sürede yorumlanmasından meydana geliyor. Yani şu anda baktığınız ekran, çerçevesi, renkler, masa ve tüm gördükleriniz beyninizin size çizdiği bir resim. Yarasaların kör olduğunu mu sanıyorsunuz? Hayır efendim yanlış biliyorsunuz. Kör bir yarasa daracık mağaralarda hayvan gibi bir hızla nasıl uçar? Yarasalar kör değildir. Yarasanın bizden farkı beyne giden elektrik sinyallerini göz vasıtası ile değil antenler vasıtasıyla göndermesi. Ondan sonra onların da beyni bizimkiyle benzer bir işlem yapıyor ve yarasa önünde duvar olduğunu biliyor yani görüyor. Görmek böyle bir şey. Başka biri/başka bir şey o sinyalleri daha farklı yorumlayıp bambaşka bir resim yapabilir. Şu anda baktığınız ekran gerçekte (umuyorum burada gerçek kelimesindeki vurguyu hissediyorsunuzdur) bir fil olabilir. Okuduklarınız gerçekte bir vogon şiiri olabilir. Bunu sadece görerek ya da gördüğünüzü sanarak ya da sadece görmenin yeterli olduğunu sanarak algılayamazsınız.

Daha fazla algıyla daha güzel bir hayat mümkün. Bir üçgenin bir kenarında durduğunuzda sadece iki köşeyi görürsünüz. Karşı kenardaki kişi de 2 köşe görür ama farklı köşelerdir bunlar. Umarım arkadaşlarım artık bir kanıt aramadan benim sigara içmediğime inanır ve hatta bilir. Bir espri ile bitireyim. Kim benim sigara içtiğime inanır? Tabi ki Tarık akan. Ahahaha…öhm. Bitti.

Yorumlar

olmayanaergi dedi ki…
sitki kardesim evvela belirtmem lazim ki, Normin’in tam 28 santimlik uzvu olduguna eminim. sen dediysen dogrudur. zira, sen pozitif ilme asik bir insansin. deneye tabi tutmadigin bir seyi dillendirmezsin, hatta agzina bile almazsin. ona suphe yok.

isin ozune gelirsem sayet, kendi kendini curuten bir hipotez olmus bu.

y=x/0
Sıtkı Sıyrıl dedi ki…
Aslında, sigara içmediğim ile ilgili kanıt bulmanın anlamsızlığını anlatmaya çalıştım bu eserimde. Ancak yorumuna bakarak buna muvaffak olamadığımı anlıyorum. Normın'la ilgili görüşlerine ise bir şey diyemiyorum cevab veremedim.
olmayanaergi dedi ki…
elbette ki senin anlattigin mevzuyu anladim sitki'cim.
ben buna kararsiz ve belirsizlik ortaminda zihinsel bir deneyin olasilik sonuclari der cikarim, ki tastamam oyledir de.


erwin schrodinger hipotezinden turetme bir olgudur bu. halen ispatlamis sayilmazsin, ispatlarsan teoriye geceriz. kuvvelice kanitlarsan buyuyecek sav olacak:) boylece,
aristo determinizminin cokusune katki saglayacaksin.

yanisi sen aslinda bir schrodinger in kedisisin. sigara quantum parcacigi diyelim. kibrit ise elektron silahi, kavi tetigi; ortamimizsa bir fanus. uzaktan gozlemledigimizde senin sigara icip icmedigin belirsiz di mi?

iyi bir noktadan girmissin olaya. evet sen sigara icmiyor olabilirsin de. lakin ben sana bir sigara ikram etmistim hatirla. genelde senin atesin de olmaz. benim cakmagi falan kullanirsin. hatta ben bazen senin sigarani yakmisimdir da. senin icinde bulundugun gozlem ortamina mudahele etmisligim vardir yanisi. o bakimdan ben senin sigara ictigine birebir sahit olmusumdur. yanisi bir soguk su ic sen bu ise:)

daha da olmadi hep beraber once heisenberg olasilik teorisine, sonra da einstein in epr-paradox teorisinin ust limitine yonlendirelim zihinlerimizi...

hatta, birer sigara yakip ustunde yogunlasalim mevzunun; ne dersin:)?
Sıtkı Sıyrıl dedi ki…
şimdi shrodinger kedisi falan yazmışsın. Felsefeyi o kadar anlayacak kafam olsaydı okul okurdum zaten. Sav, kanıt, hipotez olmadan inan bana diyorum, Sigara içmediğimle ilgili onlarca kanıt bulabilmeme rağmen.

ayrıca hala bitiremediğin :)otostopçu'dan referans alırsak : Bakınız: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=eksi+sozluk%2F%2311310002
sedge dedi ki…
Sıtkı dost, Aristoydu, varlıktı, algıydı derken kafa karıştırıp gerçekleri örtbas etmeye çalışıyorsun.

Adına ister "sigara içmek" de ister "geviş getirmek" de ister "mıngıl gırtlamak" de, ben paketten bir bir eksilen sigaralarıma bakarım.

Biz buna halk arasında "otlakçılık" diyoruz ve ben senin gibisini görmedim arkadaş. Maşallah...
Sıtkı Sıyrıl dedi ki…
eksilecek tabi ki sigaraların. feysbuk'dan ciğer ısmarlamaya benzemez bu işler. Ubeyt Korbey'den yazılı belge alacağız anlaşıldı.