Sözlük Bursa Fantezi Aleminde (Episode 2)


Sıtkı Sıyrıl ve Olmayanaergi birbirlerine ormanın sağında solunda kalmış bir takım şeyler gösterip fısır fısır konuşuyorlardı. Simplextablosu Prensesin izini sürdüklerini anlamıştı. Hâlbuki kendisine sorsalar Kötü Şövalye Muhittin’in, kızı Çarpık Vadi’ye götürdüğünü söyleyiverirdi. Bunu bilmeyen mi vardı? Simplex bırakayım uğraşsınlar bana ne yea diyip Shirakahn’ın pelerinine doğru yönelirken Sedge kılıcını bileyliyor, Prensesin tadına ilk bakacak kişi olmak için sabırsızlanıyordu. Frothonthedaydream bu Prenses meselesinin çok abartıldığı konusunda hala ısrarcıydı. O sümüklü için bunca zahmete gerek olmadığını düşünüyor, allahın çarpık bacaklısından nasıl Prenses yapmışlar diyede hayretler içerisinde kalıyordu.

Nihayet Olmayanaergi “Kızın Çarpık Vadi’de olduğundan neredeyse eminiz artık” dedi. “Yemin et, vallaha bravo” diyen Simplextablosu ise utanmaz utanmaz sırıtmaya başlamıştı. Çarpık Vadi lafı Shirakahn’ın tüylerinin diken diken olmasına yetmişte artmıştı. Çünkü orada kan davalısı büyücü Merlin’in yeğeni Sermet Erlin yaşıyordu. Bunu O’nunla karşılaşıncaya kadar kendisine saklamaya karar verdi. Nihayet tam yola çıkmaya hazırlanıyorlardı ki, top patladı. Maceradan maceraya koşmaktan orucu unutmuşlardı. Froth’un da maharetli elleriyle çarçabuk bir yer sofrası hazırladılar. Sıtkı kaşla göz arasında bir tavşan vurmuş getirmişti. Sedge kırk yıllık mangalcı edasıyla ateşi yakmış, Olmayanaergi’de şişleri hazırlamaya başlamıştı. Simplextablosu ve Shirakahn ise üstleri falan pislenir diye bu işlere hiç girmezlerdi. Yemek pişince “Allah kabul etsin arkadaşlar” dendi ve yemeğe başladılar. Çarpık Vadi yarım günlük yürüyüş mesafesindeydi. Yani şimdi çıksak sabaha ordayız geyiğinin vücut bulacağı ortam hazırdı. Ama tavşan bünyeye iyi kaymış, üzerine yakılan cıgaralarda tuzu biberi olmuştu. Şimdi şöyle uzanmak varken kim s.kerdi prensesi. Herkes kendisine bir ağaç dibi buldu, Simplextablosu üç telli acaip bir alet eşliğinde ninniden bozma bir türkü çığırdı ve o türküye Sedge bile itiraz edemedi. Sabah ola hayrola idi.

Eski toprak Olmayanaergi erken kalkmıştı. Froth gözlerini açtığında O’nu arkasını dönmüş akşamki ateşin üzerine işerken gördü. “öhö öhö” diyerek toplanması için gereken sinyali verdi. Öksürük sesi, sidik sesi falan derken grup iyice uyanmıştı. Artık görev bizi bekler dedi Sıtkı, Sedge onu başıyla onayladı. Ne zamandır can almıyordu, biraz harekete ihtiyaç vardı. Hafif bir tempoda koşmaya başladılar. Her adımda Vatan! Sana! Canım! Feda! Diyerek marş söylüyorlardı. Savaş, disiplinsizlik kabul etmezdi. Olmayanaergi tecrübesiyle Çarpık Vadi’nin çok zorlu olacağını kestiriyordu. Sıtkı Sıyrıl Kötü Şövalye Muhittin’in hazine odasının hayallerini kuruyor, Sedge Prensesin pambuk gibi yanaklarını düşlüyor, Shirakahn kanlısı için yeni büyüler hatırlamaya çalışıyor, Frothonthedaydream bir punduna getirip Prensesin yerine geçebilir miyim diye sinsi planlar yapıyor, Simplextablosu ise “lan olm akşam Beşiktaş’ın maçı var, ben hala maceradayım bilmemnedeyim ya hayret bi olay” diye kendi kendine söyleniyordu. Çarpık Vadi görünmek üzereydi

Yorumlar

olmayanaergi dedi ki…
simpilcim bu shirakahn denen arkadas tangolarda cibir pesinde kosarken hikayenin konsepti nasil gelisecek bilemiyorum, olmuyor boyle.

bu arada prensesin benim baltayi bileylemesi konusunda ufak bi iltimas gecersin di mi?
Sıtkı Sıyrıl dedi ki…
dostum devamı var mı bunun?