sözlük bursa'ya kurgusal yaklaşımlar


Sözlük Bursa haftalık olağan toplantısı için toplanmıştı. Alçak siyah dikdörtgen masanın etrafında ki siyah deri koltuklara oturmuşlar, içkilerinden ilk yudumlarını içiyorlardı. Henüz herkes susuyor ve olabildiğince göz göze gelmekten kaçınıyorlardı. Nedeni tam anlaşılamayan bir gerginlik vardı. Konuşmaya orgi başladı;

Ergi: Bugün dünyanın adil bir yer olup olmadığını tartışmamız gerekiyor.

Sıtkı konunun böyle tepeden inme seçilmesine tepki göstermeye hazırlanıyordu, Simpleks’in ise hiç umrunda değildi. Beşiktaş haftayı 3 gollü bir galibiyetle kapattığı için mutlu hissediyordu kendini. Biraz içki içip hoş vakit geçirmek varken kim sikerdi “dünyanın adaleti”ni. Tavana bakmayı tercih etti. sıtkı söze girdi;

Sıtkı: Neden peki? Bence çok daha iyi bir konu bulabiliriz.
Ergi: Artık masaya oturduk. Eğer aklında başka bir konu varsa söyle, yoksa yeni konu aramak için yarım saatimizi boşa harcamayalım. Çözüm önerisi getirmeden muhalefet etmeyin.

Ergi’nin bu ani çıkışı gecenin daha da gerginleşeceğini gösterir gibiydi. Muhtemelen başka bir şeye canı sıkılmıştı ve şu anda itirazlarla uğraşmak istemiyordu. Sıtkı göz ucuyla Ergi’yi tarttı ve o an için geri adım atmanın yerinde olacağını düşündü. Ama kaybettiği puanı mutlaka çıkartacaktı. Şirkhan t-beer şişesini uzanarak masanın üzerine koydu ve geriye yaslanırken konuşmaya başladı;

Şirkhan: Dünyanın adil olup olmadığını mı tartışmamız gerekiyor, yoksa dünya’nın insanlara, daha doğrusu insanların insanlara karşı adaletinden mi bahsetmeliyiz? Önce burada bir fikir birliğine varmak gerekir derim ben.
Ergi: Dünyanın adaleti derken kastettiğim farklı coğrafyalarda, farklı imkanlarla, kendi tercihlerinin ötesinde bazı olanaklara sahip olabilen veya bunlardan mahrum kalan insanların, bu tercihleri yapamazken adalet kavramının veya dünyada ki adalet mekanizmasının kime göre neye göre işlediğini sorgulaması aslında. Adalet derken hak hukuk üstünlüğünden ziyade hayatın adilliği üzerinde durmalıyız.

“O diil de” diye düşünüyordu Simpleks tam o sırada, “Tigana Beşiktaş için büyük şans. Gelecek sene kesin istediği takımı ve istediği futbolu ortaya koyacak. Ama bu başkan biraz garip bir adam yahu, bizim bi Beşiktaşlılık duruşu vardı, maşallah şimdi yerinde yeller esiyor” Bir yandan bunları düşünürken bir yanda da masaya şöyle bir göz gezdirmiş, kimin en çok fıstık yediğine karar vermişti. Fıstık azalmasına müdehale etme gereği duydu. Çaktırmadan koltuğunun ucuna doğru kaykılarak, konuyla ilgileniyormuş gibi ciddi bir yüz ifadesi takınmayıda ihmal etmeden fıstık kasesine doğru uzandı. Aldığı ilk birkaç fıstıktan sonra konuyla ilgilenir gibi yapmaktan da vazgeçip kafasını kaseye gömüp seri ve kararlı hareketlerle yiyebildiği kadarını yemeye karar verdi. Tuzlu tuzlu dili yanmaya başlamıştı. Üzerine büyük bir yudum soğuk bira içmenin vaktiydi.

fasila I

Yorumlar